Enerji tasarrufu günümüzde sadece çevre bilinciyle değil giderleri azaltma ihtiyacıyla da önem kazanmaktadır. Özellikle ortak kullanım alanları olan apartmanlar, siteler, iş merkezleri gibi yerlerde elektrik tüketimi ciddi bir kalem oluşturur. Sensörlü aydınlatma sistemleri ise ortak yaşamın sürdürüldüğü bu binalarda önemli bir çözüm niteliği taşır.
Sensörlü aydınlatma, hareket sensörleri, ışık sensörleri veya her ikisinin birden kullanıldığı aydınlatma sistemleridir. Bu sistemler, ortamda hareket ya da ışık seviyesini algılayarak aydınlatmanın otomatik olarak açılmasını veya kapanmasını sağlar. Sensörlü aydınlatma sistemlerinin en yaygın türleri şunlardır:
● Hareket Sensörlü Aydınlatma: Bu tür sistemlerde sensörler ortamda hareket algıladığında ışıklar otomatik olarak açılır ve hareketin bitmesiyle ışıklar kapanır.
● Işık Sensörlü Aydınlatma: Bu sensörler, ortamda yeterli doğal ışık olduğunda aydınlatmayı kapatırken ışığın düşük olduğu durumlarda ise ışığı açar.
● Çift Sensörlü Aydınlatma: Hem hareketi hem de ışık seviyesini algılayıp çalışan sistemlerdir. Çift sensörlü sistemler enerjinin daha hassas ve verimli şekilde yönetilmesini sağlar.
Bu sistemler sayesinde:
- Işık, sadece ihtiyaç duyulduğu zamanlarda yanar,
- Gereksiz enerji tüketiminin önüne geçilir,
- Hiçbir düğmeye dokunmak zorunda kalınmaz.
Sensörlü aydınlatmalar, özellikle ortak kullanım alanlarında çok etkilidir. İşte en sık kullanıldığı yerler:
- Apartman koridorları ve merdivenler,
- Otoparklar ve garaj girişleri,
- Asansör önü bekleme alanları,
- Bahçe yolları veya bina çevresi,
- Depo, ardiye gibi nadiren kullanılan alanlar,
- Ortak tuvalet ve lavabolar.
Bu alanlarda sürekli ışık yanmasına gerek yoktur. İnsan hareketi olduğunda ya da ortam karardığında ışığın otomatik yanması hem konfor sağlar hem de maliyetleri azaltır.
Sensörlü aydınlatmanın birçok avantajı vardır. Hem çevresel hem de ekonomik anlamda sağladığı katkılar, bu teknolojiyi popüler hale getirmiştir:
● Enerji Tasarrufu Sağlar: Işıklar yalnızca ihtiyacı olduğu zaman yanar. Bu sayede gereksiz yere yanan ışıklar engellenir ve enerji tasarrufu sağlanır. Özellikle kullanılmayan alanlarda ışıkların kapalı kalması büyük oranda enerji tasarrufu yapılmasını destekler.
● Uzun Ömürlü Aydınlatma Sunar: Aydınlatmaların gereksiz yere yanmaması ampullerin daha az ısınmasına ve daha uzun ömürlü olmasına yardımcı olur.
● Konfor ve Kolaylık Sağlar: Sensörlü aydınlatma özellikle karanlık alanlarda geçiş yaparken otomatik olarak ışık sağladığından dolayı kişiler elleri dolu olduğunda ya da karanlıkta yürürken rahat hareket edebilirler.
● Çevre Dostudur: Enerji tasarrufu sağlanarak karbon salınımı azaltılır ve çevreye katkı sağlanır.
Doğru ürün seçimi ve doğru montaj olmadan hiçbir sistem verimli çalışmaz. Sensörlü aydınlatmalardan tam performans almak için şu detaylara dikkat etmek gerekir:
1. Doğru sensör tipi seçilmelidir. Her alan için uygun sensör tipi farklıdır:
- Koridor ve merdivenlerde: Hareket sensörü idealdir.
- Bahçe ya da dış alanlarda: Hem hareket hem de ışık sensörü birlikte çalışmalıdır.
- Ofis gibi yerlerde: Ortamdaki aydınlık seviyesine göre devreye giren sensörler tercih edilmelidir.
2. Algılama açısı ve mesafesi uygun olmalıdır. Sensörün görüş alanı ve algılama mesafesi bulunduğu ortama uygun ayarlanmalıdır. Aksi halde ya ışık hiç yanmaz ya da gereksiz yere yanar.
3. Zaman ayarı yapılmalıdır. Işık, hareket algılandıktan sonra kaç saniye/minüt yanık kalacak? Bu sürenin çok uzun ya da çok kısa olmamasına dikkat etmek gerekir. Genelde 30 saniye - 2 dakika arası ideal bir süredir.
4. Kaliteli armatür ve sensör kullanımıdır. Ucuz ve düşük kaliteli sensörler zamanla yanlış algılama yapar ya da bozulur. Bu durum sistemi etkisiz hale getirir. TSE veya CE gibi kalite sertifikalarına sahip ürünler tercih edilmelidir.
5. Bakım ihmal edilmemelidir. Sensör gözlerinin tozlanması ya da yön değiştirmesi algılamayı bozar. Belirli aralıklarla kontrol edilmeli, gerektiğinde temizlik ve ayar yapılmalıdır.